Eskişehir Kadın Savunma Ağı: Türkiye Bir Çocuk İstismarı Karanlığının İçine Gömülüyor
MELTEM KARAKAŞ
Eskişehir Kadın Savunma Ağı, İstanbul Bağcılar’da ortaya çıkan ses yalıtımlı odada çocuklara cinsel istismar dehşetiyle ilgili açıklama yaptı. Ağ Sözcüsü Sibel Gündüz Koca, “Türkiye bir çocuk istismarı karanlığının içine gömülüyor. Siyasi iktidar, Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde yazdığı üzere çocuğun gelişimine uygun onun yüksek yararını gözetecek bilimsel bir eğitim ortamını sağlamak yerine kendi ideolojik görüşlerini, yani siyasal İslamı çocuklara dayatıyor. Çocuğa yönelik cinsel istismarın önlenmesinde güçlendirici, hak temelli, çocuğun sözünü, sesini, hayırını duyan hem ebeveynler hem çocuklar için bedensel söz hakkına yönelik pedagojik eğitimlerin yaygınlaştırılması gerekmektedir” dedi.
İstanbul Bağcılar’da sucu Metin Şenay’ın ses yalıtımlı bir odada çok sayıda çocuğa 10 yılı aşkın süredir cinsel istismarda bulunduğunun ortaya çıkmasının yankıları sürüyor. Eskişehir Kadın Savunma Ağı üyesi kadınlar, İsmet İnönü Caddesi’nde bir araya gelerek açıklama yaptı.
“ÇOCUKLAR VE KADINLAR YASAL KORUMAYA İHTİYAÇ DUYUYOR”
Eskişehir Kadın Savunma Ağı adına basın açıklamasını okuyan Sibel Gündüz Koca, şunları söyledi:
“Bizler, çocuk haklarının hayata geçirildiği, çocukların tarikatlara emanet edilmediği, sevgi ve güven ortamında yaşayabildiği, gelişimlerine ve psikolojilerine uygun, hakları olan bilimsel ve laik bir eğitimi alabildikleri, gerici aile politikalarıyla sindirilmedikleri bir ülke istiyoruz. Fakat görüyoruz ki her yer suç mahalli. 2009 yılında yargılandığı çocuk istismarı davasından delil yetersizliği nedeniyle beraat eden Metin Şenay’ın yaşadığı mahallede çok sayıdaki çocuğu yıllardır istismar ettiği ortaya çıktı. Son 10 yılda çocuk istismarında yüzde 700 oranında artış yaşandı. Çocuğa yönelik istismar vakalarında yaşanan bu artışa baktığımızda en çok aile içi ve yakın çevre tarafından cinsel istismara maruz bırakıldığını görüyoruz. Cinsel istismar suçundaki istatistiklere de yansıyan bu artış; çocukların ve kadınların yasal korumaya ihtiyaç duyduklarını şüphesiz ki ortaya koyuyor. Fakat iktidar politikaları cinsel istismarı önlemek ve çocukları bu suçtan koruyacak yasaları oluşturmak yerine failleri koruyan önergeleri çözüm önerisi olarak ortaya koyuyor.
“SUÇLULAR CEZALANDIRILMALI, ÖNLEYİCİ POLİTİKALAR OLUŞTURULMALI”
Çocuğa yönelik istismarın ve şiddetin ortadan kaldırılması için suçluların cezalandırılması, önleyici politikaların oluşturulması ve ayrıca eğitim politikalarında da Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin temel alınması gerekmektedir. Çocuğa yönelik gerçekleşen cinsel istismar olaylarında siyasi iktidardaki yetkililerin neler söylediğini hatırlamak için bir toplumsal hafızamıza bakalım; 2016 yılında dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nda 6 yaşındaki çocuğun istismar edilmesine yönelik, ‘bunlar küçüğün de rızasıyla yapılmış işler’ açıklamasında bulunmuştu. Devletin asli görevlerinden biri cinsel saldırı ve istismar suçlarına karşı oluşturacağı yasalarla özellikle kadınların ve çocukların korunmasını sağlamaktır fakat siyasi iktidarın adalet bakanı, bir çocuk cinsel istismara uğradığında onun rızasını öne sürerek istismarcıyı korumaktadır.
“FAİLİ AKLAYAN SÖZLERLE İSTİSMARCILARI GÜÇLENDİRİYORLAR”
Eğer ki cinsel istismar faili Metin Şenay da 2009 yılında ilk şikayette salınmasaydı şu an birçok çocuğun hayatı kurtulabilirdi. Türkiye bir çocuk istismarı karanlığının içine gömülüyor. Şanlıurfa Barosu’nun açıkladığı verilere göre son 10 ayda 950 istismar vakası bildirildi. İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nin raporuna göre de ayrımcılığa maruz kalan, istismar edilen, şiddete uğrayan, ticari olarak sömürülen çocukların sayısı her geçen gün artıyor. Bugün ve her gün, istismarcıları değil çocukları koruma günüdür. Hem çocukları hem yetişkinleri bu konuda güçlendirecek eğitim politikaları sunmak ve Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni esas alan çocuğun yüksek yararını gözeten bilimsel bir eğitim vermek yerine ÇEDES projesiyle imamlar anaokullarında ve birçok kademede hiçbir pedagojik eğitimi olmadan çocuklara ders veriyorlar.
“GERİCİ POLİTİKALARA RAĞMEN ÇOCUKLAR SUSMUYOR”
Siyasi iktidar, Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde yazdığı üzere çocuğun gelişimine uygun onun yüksek yararını gözetecek bilimsel bir eğitim ortamını sağlamak yerine kendi ideolojik görüşlerini, yani siyasal İslamı çocuklara dayatıyor. Çocuğa yönelik cinsel istismarın önlenmesinde güçlendirici, hak temelli, çocuğun sözünü, sesini, hayırını duyan hem ebeveynler hem çocuklar için bedensel söz hakkına yönelik pedagojik eğitimlerin yaygınlaştırılması gerekmektedir. Çocuğu nesneleştiren ve pasivize eden tüm bu gerici politikalara rağmen çocuklar susmuyor, bu seslere kulak tıkayanlara karşı biz de haykırmaya devam edeceğiz. Çocuk anlatır, sen dinle, istismarı önle!”